Rusya ve ABD İşgali Altında Afganistan’da Kapanmayan Yaralar

722 0

Sovyetler Birliği‘nin (SSCB) 1979’de başlayan ve 9 yıldan uzun süren Afganistan işgali, 1 milyondan fazla sivilin hayatını kaybetmesine, yaklaşık 3 milyon kişinin yaralanmasına ya da sakat kalmasına neden oldu.

İşgal nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan 5 milyondan fazla Afgan, mülteci konumuna düştü. Bu mültecilerin büyük bölümü, hala ülkelerine dönemedi.

Afganistan’ın kaderini değiştiren Sovyet işgaline giden süreç, 1978-1979 yılları arasındaki 3 askeri darbeyle başladı.

Her bir darbe, ülkede komünizm yanlıların yönetimde hakimiyetini artırmasını sağlarken Afgan ordusunun da güç kaybetmesine neden oldu.

SSCB’nin giderek artan etkisi ve yapılan köklü değişiklikler, muhaliflerin ayaklanmasına neden oldu.

Darbeler nedeniyle iyice zayıflayan Afgan güçleri, yönetim karşıtlarının isyanını bastırmakta yetersiz kaldı.

Rus ordusu, 1978’de Afganistan’la imzalanan Dostluk Anlaşması’nı gerekçe göstererek 24 Aralık 1979’da Afganistan’ı işgal etti.

İşgale karşı çıkan milyonlarca Afgan, farklı gruplar altında örgütlenerek mücadeleye başladı.

Başta ABD, Suudi Arabistan ve Pakistan olmak üzere birçok ülke, işgale karşı direnen mücahit gruplara destek verdi. Özellikle Pakistan’ın desteği sayesinde Afganistan’daki direniş giderek güçlendi.

Pakistan, bir yandan Suudi Arabistan ve ABD’nin para ve silah yardımını mücahitlere ulaştırdı diğer yandan da işgalden kaçan milyonlarca Afgan mülteciye kapılarını açtı.

Direnişi kırmak için 1980’li yıllarda Afganistan’daki asker sayısını 100 bine çıkaran Sovyet ordusu, mücahitlerin saldırılarında ağır kayıplar verdi. Rus ordusunun verilerine göre, işgal sırasında 14 bin 453 Rus güvenlik görevlisi öldü, 53 binden fazlası yaralandı.

Direnişi kırmayı başaramayan SSCB, 1988’de askerlerini Afganistan’dan çekme kararı aldı. Son Rus askerinin 15 Şubat 1979’da Afganistan’dan ayrılmasıyla Sovyet işgali resmen sona erdi.

İşgal, Afganistan’ın kaderini değiştirdi

Afganistan’da bugün bile çözüme kavuşturulamamış birçok sorunun kaynağını oluşturan işgal, milyonlarca sivilin hayatını etkiledi.

Birleşmiş Milletler’e göre, işgalde 700 bin ila 1 milyon 300 bin kişi hayatını kaybetti. Bazı bağımsız kaynaklara göre ise bu sayı 2 milyondan fazla.

Sovyet ordusunun saldırılarında ve yaşanan çatışmalarda yaralanan ya da sakat kalan kişilerin sayısının ise 3 milyondan fazla olduğu sanılıyor.

İşgal, sivil kayıpların yanı sıra yakın tarihin en büyük insani dramlarından birine neden oldu. Rus saldırıları nedeniyle evlerini terk eden 5 milyondan fazla Afgan, komşu ülkeler Pakistan ve İran’a göç etmek zorunda kaldı.

Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan mültecilerin 3 milyona yakını Pakistan’da, 2 milyondan fazlası İran’daki kamplarda zor şartlar altında yaşama tutunmaya çalıştı.

İşgalin üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen Pakistan ve İran’daki 3 milyondan fazla Afgan mülteci, hala ülkelerine dönebilmiş değil.

İşgalin Afganistan’da yol açtığı sorunlardan biri de mayınlar. Uluslararası Halo Trust örgütünün verilerine göre, 1979 yılından bu yana Afganistan’da döşenen 640 binden fazla mayının büyük bölümü, Ruslar tarafından yerleştirildi. Bu mayınlar nedeniyle 23 bin 500 Afgan hayatını kaybetti.

Mayın imha çalışmalarının devam etmesine karşın mayınlı arazilerin yüzde 20’lik kısmı hala temizlenemedi.

Düzenlenen hava bombardımanları nedeniyle ülkenin altyapısı büyük ölçüde tahrip oldu.

İşgalin sona ermesinin ardından iç çatışmalar başladı

SSCB’nin işgalinin sona ermesinin ardından Moskova tarafından 1987’de göreve getirilen Muhammed Necibullah hükümeti ile muhalif gruplar arasında çatışmalar başladı.

Çatışmalarda, 400 binden fazla insan hayatını kaybetti. Başkent Kabil’de yoğunlaşan çatışmaların ardından Necibullah, 1992 yılında görevi bıraktı.

Necibullab’ın görevi bırakmasının ardından muhalif gruplar, Burhannedin Rabbani’yi Afganistan’ın yeni devlet başkanı seçti.

Rabbani’nin devlet başkanı olmasının ardından güç paylaşımı konusunda anlaşamayan gruplar arasında çatışmalar başladı.

İç çatışmalar nedeniyle artan yönetim boşluğu ve istikrarsızlık, ülkede yeni örgütlerin ortaya çıkmasına neden oldu. O örgütlerden biri de Taliban’dı. Ülkenin güneyindeki Kandahar vilayetinde 1994’de ortaya çıkan örgüt, 1996’da başkent Kabil’i ele geçirmesinin ardından “Afganistan İslami Cumhuriyetini” kurduğunu ilan etti.

Taliban’ın yönetime el koymasının ardından ülkedeki iç çatışmalar, güç kavgasından etnik savaşa dönüştü. El Kaide’nin de desteğini alan örgüt, ülkenin yüzde 90’a yakınını kontrol altına aldı.

ABD’nin 7 Ekim 2001’de başlattığı işgale kadar yönetimde kalan Taliban örgütü ile diğer gruplar arasında yaşanan çatışmalarda binlerce sivil hayatını kaybetti.

ABD işgali de Afganistan’a istikrar getirmedi. Ülkede son yıllarda Taliban ile Afgan güçleri arasındaki çatışmalarda ciddi artış gözleniyor.

New York Times gazetesinin üst düzey bir Afgan yetkiliye dayandırdığı habere göre, geçen yıl 10 binden fazla Afgan güvenlik görevlisi Taliban ile mücadelede hayatını kaybetti, 16 binden fazlası yaralandı.

Ülkedeki sivil kayıplarda da her yıl artış yaşanıyor. Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, Ocak-Eylül 2017 dönemindeki saldırılarda 2 bin 640 sivil öldü, 5 bin 379 sivil yaralandı.

 

Kaynak: AA, http://aa.com.tr/tr/dunya/sovyet-isgali-afganistanda-kapanmayan-yaralar-acti/1062713